Yemeniler;
Geçmişte yemenilerin kullanımı oldukça yaygın olup, çeşitli süslemeleriyle kadın dünyasının zenginliğini ortaya koymaktaydı. Kıbrıs’ta kullanılan yemeniler genelde tam kare biçiminde olup; önceleri sadece kenarlarına motif işlenir, iç kısımları sade bırakılırdı.Daha sonra yemenilere dal ve çiçek motifleri basılmaya başlandı. Günümüzde yemeni modern anlamda eşarp olarak gelenek başka bir düzlemde sürdürülmektedir.
Lefkara İşi;
Lefkara işi Kıbrıs’ta yapılan yerel el sanatlarının en önemlilerinden birisidir. İlk olarak, Lefkara köyünden çıktığı için bu adı almıştır. Lefkara işi 2 grupta toplanır; “Keten üzerine Lefkara işi” ve “İğne işi Lefkara”. İkisinin de işlemesi sırasında yastık kullanılır. Lefkara işi geçmiş dönemlerde halkın kendi kullanımı için yapılırken, sonraları ticari amaçlı olarak ve günümüzde özellikle turistik el işleri kapsamında yapılmaktadır.
Hesap İşi;
Bu iş daha çok Lapta ve Kazafana bölgesinde yaygın olarak yapılan bir el sanatı türüdür.
İpek İşi;
İpek Böceği kozalarından işlene ürünlerdir.
Bitkisel Örücülük;
Kendiliğinden yetişen veya kültürü yapılan bazı bitkilerin sapını, yapraklarını, ince dallarını ya olduğu gibi yada yararak ince şeritler haline getirdikten sonra çeşitli şekillerde değerlendirme işidir. Kıbrıs’ta örücülüğün en yaygın olduğu yerler Mesarya ve Karpaz bölgeleridir.
25 Ekim 2007 Perşembe
GELENEKSEL EL SANATLARI
KIBRISDA BİTKİ ÖRTÜSÜ VE DOĞAL HAYAT
TARİHDE KIBRIS
KIBRIS
24 Ekim 2007 Çarşamba
FİLDİŞİ SAHİLİ
Fildişi Sahili Cumhuriyeti, kısaca Fildişi Sahili : Batı Afrika'da yer alan bağımsız bir ülkedir. Fildişi Sahili'nin resmi dili Fransızca'dır. Bundan yanısıra konuşulan 60 yerel lehçeden en yaygını Dioula lehçesidir.
Kıyı bölgeleri tropikal, kuzey bölgeleri yarı kara ikliminin etkisi altındadır. Ülkede üç mevsim de yaşanmaktadır. Kasım - Mart ılıman ve kuru, Mart - Mayıs sıcak ve kuru, Haziran - Ekim sıcak ve nemli..
Bölgenin en gelişmiş ülkesi olarak bilinen Fildişi Sahili kakao üretiminde dünya lideridir. Diğer önemli ürünleri kahve, kauçuk, petrol, ton balığı ve ananastır.Fildişi Sahili 1960 yılında bağımsızlığına kavuşmuştur. Ülkeye bağımsızlığını kazandıran Félix Houphouët-Boigny 1983 yılında, doğum yeri olan Yamoussoukro'yu başkent ilan etmiştir.
Félix Houphouët-Boigny buraya dünyanın en büyük bazilikasını inşa ettirdi (the Basilica of Our Lady of Peace of Yamoussoukro). Bu bazilika Vatikan'daki bazilikadan yedi kat daha büyüktür.
Fildişi Sahili 19 bölgeye (régions) ayrılmaktadır:
Agnéby
Bafing
Bas-Sassandra
Denguélé
Dix-Huit Montagnes
Fromager
Haut-Sassandra
Lacs
Lagunes
Marahoué
Moyen-Cavally
Moyen-Comoé
N'zi-Comoé
Savanes
Sud-Bandama
Sud-Comoé
Vallée du Bandama
Worodougou
Zanzan
Bu bölgeler ayrıca 58 şubeye (départements) ayrılır.
Gönderen MEL zaman: 12:43 0 yorum
Etiketler: DÜNYA DEDİKLERİ
BARBADOS
Barbados, Karayib Denizi'nin doğusunda yer alır, Batı Atlantik Okyanusu'nda bağımsız bir ada halkıdır.
Tropik iklimin egemen olduğu adada kuru (Aralık-Mayıs) ve yağışlı (Haziran-Kasım) geçen iki mevsim görülür. Antiller kasırga alanın güney sınırındaki yer alan ülkede daha önceki yıllarda kasırgalar büyük yıkımlara yol açmıştır.
Barbados'un ilk sakinleri Amerikan göçebeleridir. Göçmenlerin üç dalgası kuzeye, Kuzey Amerika'ya hareket etmiştir.
İlk dalga Saladoid-Barrancoid grubu; çiftçi ve balıkçı idiler. Güney Amerika'ya (Venezuella'nın Orinoco vadisi) İ.Ö.350 de kanoları ile vardılar.
Awarak insanları ikinci göçmen dalgası idi, Güney Amerika dan yaklaşık İ.Ö.800 yılında varmışlardır. Awarak yerleşimi adada Stroud Point, Chandler Bay, Saint Luke's Gully(Aziz Luke nin su kanalı) ve Mapp's cave(Mapp in mağarası) bölgeleridir.
Ünlü şarkıcı Rihanna Robyn Fenty'nin doğduğu yerdir.
Dinler:
Protestan %67 (Anglikan %40, Pentekostal %8, Methodist %7, diğer %12),
Roma Katolikleri %4,
inançsız %17,
diğer %12
Gönderen MEL zaman: 12:33 0 yorum
Etiketler: DÜNYA DEDİKLERİ
19 Ekim 2007 Cuma
TURKEY ON THE WORLD HERITAGE LIST
Gönderen MEL zaman: 09:45 0 yorum
Etiketler: TURKEY-GENERAL
ST. PETERSBURG
Saint Petersburg veya kısaca St. Petersburg, Rusya'nın 2., Avrupa'nın 4. büyük şehridir. Kültürel merkez oluşunun yanı sıra zarif binalarıyla da bilinir. Baltık Denizi kıyısında NevaNehri üzerindeki 42 ada üzerine yayılmıştır. İsmi eskiden Leningrad ve ondan önce de Petrograd idi.
Bir doğu şehri sayılan Moskova'nın aksine, Saint Petersburg daha Avrupaidir ve bu yüzden de "Batıya açılan bir pencere" olarak kabul edilmiştir. Rus Çarı Petro tarafından kurulmuş ve 200 yıl Çarlık Rusyası'nın başkenti olarak kalmıştır.
Şehirdeki ünlü Hermitage Müzesi, Kışlık Saray, Küçük Hermitaj, Büyük Hermitaj ve Hermitaj Tiyatrosu ile beş binadan oluşur, dünyada en çok dikkat çeken müzelerden biridir. Müzede Leonardo Da Vinci, Michelangelo gibi dünyaca ünlü sanatçıların eserlerini görmeniz mümkündür.
St. Petersburg da Kazan Katedrali, Aziz İsaak Katedrali, Yeniden Diriliş Katedrali gibi önemli katedraller bulunmaktadır. Ayrıca Dostoyevski, Puşkin, Anna Akhmatova ve Rimsky-Korsakov'un evleri de müze olarak kullanılmaktadır.
Gönderen MEL zaman: 09:42 0 yorum
Etiketler: DÜNYA DEDİKLERİ, RUSYA
ALPERENLER CENNETİ
EL SANATLARI
Uşak Halısı : 16.yy.da uşak ve çevresinde yapılan halılarla Türk halı sanatının ikinci ve son parlak devri başlamıştır. Uşak halılarının madalyonlu ve yıldızlı olarak iki türlü halı tipi görülmektedir. Uşak halılarından en önemlilerinden biri olan madalyonlu halının boyu 10 metreye ulaşmaktadır. Bol sayıda kalmamış olan bu halılar 18.yy. ortalarına kadar devam etmiştir. Madalyonların yıldız şeklini almasından sonra yıldızlı Uşak halıları meydana gelmiştir. Avrupa’ daki müzelerde bu tip halılar çok sayıda saklanmaktadır. 16yy.sonlarında Uşak halılarının şöhreti bütün Avrupa’ya yayıldı. Asil aileler üzerlerinde kendi armaları işlenmiş Uşak halıları sipariş etmeye başlamışlardı Kilimcilik : Yörede tanınmış olan el sanatı Eşme Kilimleridir. Eşme Kilimleri genel olarak, “Altınbaş,Toplu-hürriyet-Albaş-Selvili Namazlağ olarak gruplandırılır. Ayrıca “ Gıcıklı dedikleri bir kilim türü de yapılmıştır. Her yıl mayıs sonunda Uluslar arası Eşme Kilim Kültür ve Sanat Festivali düzenlenmektedir. |
15 Ekim 2007 Pazartesi
TOLÇKA
Gönderen MEL zaman: 23:25 0 yorum
Etiketler: TEKİRDAĞ, YÖRESEL YEMEKLER
ARKEOLOJİ MUZESİ
GAMLA UPSALA - ESKİ ŞEHİR
Gönderen MEL zaman: 19:00 0 yorum
Etiketler: DÜNYA DEDİKLERİ, İSVEÇ
14 Ekim 2007 Pazar
İPEK YOLUNDA BİR ŞEHİR
13 Ekim 2007 Cumartesi
TARİHİN VE DOĞANIN KARMASI
12 Ekim 2007 Cuma
PAŞA BÖREĞİ
Malzemesi 1kg un 3 yumurta bir fincan zeytinyağı veya çicek yağı biraz tereyağı yarım kilo taze dana kıyması 1/2 kg yoğurt çam fıstığı 2 bardak et suyu maydonoz karabiber kırmızı toz biber tuz Önce biraz yağ, karabiber varsa çam fıstığı ve maydonoz karıştırılarak bir tavada kavrulur. Un sadece yumurta ile yoğurulur. Bir yemek tabağı çapında yarım santim kalınlığında yufkalar açılır.(sekiz tane kadar). Herbiri teker teker tavada kızartılır. (bunlar nemli bir beze sarılıp serin bir yerde saklanılarak istenildiği zaman kullanılır) Hamur hazırdır. Geniş bir kapta et suyu kaynatılır. Daha önce pişirilen yufkalar et suyunda her iki tarafı ıslanarak tek tek kabartılır. Aralarına hazırlanan kavrulmuş kıymalar konan 3 yufakanın en üstüne yeniden kıyma ve yoğurt konulur. Tereyağı ile tavada kızdırılan kırmızı biberle hazırlanan renkli sos üzerine gezdirilir. Sıcak olarak servis yapılır. |
Gönderen MEL zaman: 00:15 0 yorum
Etiketler: AYDIN, YÖRESEL YEMEKLER
9 Ekim 2007 Salı
PINARÖZÜ MAĞARASI
Isparta-Yenişarbademli ilçesine 8 km. uzaklıkta ve Çaydere ormanlarının içinde bulunan Pınargözü Mağarası ve su kaynağı bir doğa harikâsıdır. Dünya Mağaralar literatürüne girmiş olan bu mağarada, yerli ve yabancı mağaracılar araştırmalar yapmıştır ve bu araştırmalar halen sürmektedir. Pınargözü mağarası, şimdiye kadar ulaşılabilen 16 km’lik kısmı itibariyle Türkiye’nin en uzun, 4 ile 5 derecelik sıcaklığı ile en soğuk suyuna sahip mağara özelliği taşımaktadır. Daha girişten itibaren 50 metredeki sifonun ve içindeki uzun sifonların, tırmanılması gereken şelaleler ve travertenler nedeniyle gezilmesi zor bir mağaradır.
|
Gönderen MEL zaman: 12:30 3 yorum
Etiketler: DOĞAL GÜZELLİKLER
AŞIKLAR DİYARI
MADAGASKAR
Gönderen MEL zaman: 11:09 0 yorum
Etiketler: DÜNYA DEDİKLERİ
4 Ekim 2007 Perşembe
TREVI ÇEŞMESİ
Aşk Çeşmesi'nin bulunduğu Piazza di Trevi, çağıl çağıl suların aktığı, gece, gündüz tıklım tıklım bir meydan. Nicola Salvi'nin bir teatral tasarımı olan Roma'nın en büyük ve ünlü çeşmesi Trevi 1762 yılında tamamlanmış. Çeşmenin ortasında iki Triton'un çevrelediği bir Neptün figürü var. Tritonlardan biri huysuz bir denizatının dizginlemekte, diğeriyse çok daha uysal bir hayvanı sürmekte. Bunlar denizin iki zıt halini simgeliyor. Derler ki, bu çeşmeye para atıp dilek tutan mutlaka geri gelirmiş Roma'ya.. Tekrar o güzelliği seyredebilmek ve Roma'ya hayran olmak için ben denedim.. |
Gönderen MEL zaman: 01:24 0 yorum
Etiketler: DÜNYA DEDİKLERİ
PHASELIS
Phaselis, Antalya-Finike sahil yolunun 35. km'sindedir. Antik kaynaklardan Phaselis'in M.Ö. 690 yılında Rodoslu kolonistlerce kurulduğu anlaşılmaktadır. Pers standardına göre basılmış sikkeleri M.Ö. 446'dan önceye aittir. M.Ö. 5. yüzyıl ortasında Attik-Delos Deniz Birliğine giren Phaselis'in Lykia'lılardan ayrı olarak vergi listelerinde geçirmesi dikkat çekicidir. M.Ö. 333'de kapılarını İskender'e açan şehir sırasıyla Ptolemaioslar'ın, Rodos'un egemenliğine girmiştir. M.Ö. 1. yüzyılda bir süre Kilikia korsanlarının eline geçmiş, Romalı kumandan Manilius Servilius Isauricus’un seferi sırasında korsan işgalinden kurtulmuştur. Phaselis, M.S. 3. yüzyılda tekrar karışıklık ve yağmaya uğramıştır. Arap akınları yüzünden önemini yitiren şehir 1158’de Türk egemenliğine girmiştir. Üç limana sahip olan Phaselis'te toprak üstünde görülen kalıntıların hepsi Roma dönemine aittir. Kuzey, güney ve askeri limanların kalıntıları, agora, domination agorası, geç devir agorası, ana cadde, Hadrian kapısı, tiyatro, surlar, nekropol, aquadukt, tapınak kalıntıları görülebilen kalıntılardandır. Phaselis Plajı: Tarih, dağ, deniz, orman, sığ bir koy ve ince kumun birleşmesiyle meydana gelen eşine az rastlanır güzellikte bir plajdır. |
TRADITIONAL ARTS USING GLASS
Distinguished examples of glasswork left behind by Anatolian civilizations today illuminate the history of glass. Stained glass in various shapes and forms was developed in the Seljuk period. After the capture of Constantinople, the city became the center for glasswork during the Ottoman period. Cesm-i Bülbül and Beykoz are two of the techniques from that period that still survive today. Accessories and implements such as oil lamps, tulip vases, sugar bowls, stained glass panels and goblets were made by using these techniques. The first examples of beads to ward off the evil eye made of glass were produced in the village of Görece in the province of Izmir. Evil eye beads can today be seen in every corner of Anatolia. It is believed that all living and non-living things can be protected from the evil eye by such beads. It is also believed that these beads serve to divert malicious glances containing the evil eye elsewhere. Amulets to ward off the evil eye are therefore put in places where everyone can easily see them. |
Gönderen MEL zaman: 00:14 0 yorum
Etiketler: TURKEY-GENERAL
3 Ekim 2007 Çarşamba
TURKISH BATHS
Traditionally, a whole range of paraphernalia is associated with the hamam. The pestamal, a colourful, checked cloth which is wrapped around the waist by men is still in use. Takunyalar, or wooden clogs, often inlaid or carved, have generally been replaced by plastic flip-flops. Soap, shampoo and other toiletries were carried in hand crafted copper or even gold plated tarak kutusu, literally comb boxes, and a copper tas was used to pour water over the bather. While some of these are no longer used, they are still widely available to buy, and are guaranteed to add to the pleasure of the hamam experience.
Many hamams were built during the Ottoman era, including forty by Sinan himself. Externally, they have a distinctive domed profile, with bottle glass directing beams of light inwards. The first room encountered is the camekan, a square court with a fountain surrounded by small individual changing cubicles. This leads into a small sogukluk, or cooling off section, opening into the hararet, the hot and steamy, marble clad baths.
Hamams have largely gone out of fashion in Turkey. However many historical hamams survive, and a visit is highly recommended. In Istanbul
Gönderen MEL zaman: 15:06 1 yorum
Etiketler: HEALTH TOURISM - TURKEY, TURKEY-GENERAL
SEYSELLER
Gönderen MEL zaman: 13:43 0 yorum
Etiketler: DÜNYA DEDİKLERİ
2 Ekim 2007 Salı
BRÜKSEL
15. Yüzyıldan başlayarak fiilen başkent görevi gören Brüksel, 1830'da resmen Belçika Krallığı'nın başkenti olmuştur. 1971'deki anayasa değişikliğiyle ülke yönetsel olarak üç ayrı bölgeye ayrılmıştır. Flamanca konuşulan FLANDRE, Fransızca konuşulan VALON Bölgesi ve her iki dilin de konuşulduğu BRÜKSEL. Avrupa'nın çeşitli yerlerinden aldığı göçlerle ülkenin nüfusu on milyona yaklaşmıştır. Özellikle Akdeniz ülkelerinden gelen "konuk işçiler" ile göçmenler, kentin bazı bölgelerinde çoğunluğu oluşturur hale gelmiştir. Bugün bazı ilk okullarda yabancı kökenli çocukların sayısı Belçikalılardan fazladır. Eskiden kent merkezinde oturan varlıklı aileler, uluslararası kuruluşların temsilcileri,yabancı şirket çalışanları bahçe içindeki lüks villalardan oluşmuş dış semtlerde yaşamaktadır. Brüksel diğer Avrupa kentlerinin aksine grevleri, karmaşası, çukurları ve trafiği ile tam bir cümbüş! Ama bu aşırı hareketliliğin keyifli yanları da var. |
Gönderen MEL zaman: 22:52 0 yorum
Etiketler: BELÇİKA, DÜNYA DEDİKLERİ