26 Mayıs 2007 Cumartesi

TURİZM GÜZERGAHLARI










CABİR EL-ENSAR CAMİİ VE TÜRBESİ
Harran’ın 20 km. kuzeyindeki Cabir el-Ensar (Yardımcı) Köyünde Cabir b. Abdullah’a (Cabir el Ensar) atfedilen bir türbe (meşhed) ve yanında yine O’nun adını taşıyan bir cami bulunmaktadır.

İMAM BAKIR CAMİİ VE TÜRBESİ
Harran’ın 3 km. kuzey doğusundaki İmam Bakır Köyü’nde, Oniki İmam’dan beşincisi olan Ebu Cafer İmam Muhammed Bakır’a atfedilen bir türbe ve yanında yine O’nun adını taşıyan bir cami bulunmaktadır.

ÇOBAN MAĞARALARI
Harran-Han-el Ba’rür yolunun 14. km.’sinde, yolun sağ tarafında, bir sıra halinde, yapıları kuzeye bakan 10 adet mağara bulunmaktadır. Yaklaşık 3x3 m. genişliğinde olan ve “arcosolium”ları bulunan bu mağaraların kaya mezarı olarak Roma devrinde yapıldığı tahmin edilmektedir.

BAZDA MAĞARALARI
Harran-Han el-Ba’rür yolunun 15. ve 16. km.’lerinde, yolun solunda ve sağındaki dağlarda tarihi taş ocakları bulunmaktadır. Bunlardan 16. km.’de, yolun sağındaki köy içersinde “Bazda”, “Albazdu”, “Elbazde” yada “Bozdağ” Mağarları adıyla anılan iki taş ocağı görülmeye değer özellikler taşımaktadır. Çevredeki Harran, Şuayb Şehri ve Han el-Ba’rür yapıları için yüzlerce sene taş alınması neticesinde her iki mağara çok sayıda meydan, tünel ve galeriler meydana gelmiştir.

HAN EL-BA'RUR KERVANSARAYI
Harran’ın 20 km. doğusundaki bu kervansarayın bulunduğu yer bugün Göktaş Köyü adıyla anılmaktadır.
Tamamı 65x66 metrekarelik bir alan üzerine inşa edilmiş olan kervansarayın kuzey cephesindeki portal kitabesinde h. 626 (m. 1228-1229) tarihinde el-Hac Hüsameddin Ali Bey tarafından yaptırıldığı yazılıdır.

ŞUAYB ŞEHRİ HARABELERİ
Harran'dan Han el-Ba'rür Kervansarayı'na ulaşan şose yol, kuzey doğuya doğru devamla 10 km. sonra Harran ilçesine bağlı Özkent Köyü adıyla anılan tarihi Şuayb Şehri harabelerine varmaktadır. Henüz arkeolojik kazılar yapılarak tarihi aydınlığa kavuşturulmamış bu kentteki mevcut mimari kalıntıların Roma devrine ait olduğu tahmin edilmektedir. Oldukça geniş bir alana yayılan bu tarihi kentin etrafı, yer yer izleri görülen surlarla çevrilidir. Kent merkezinde çok sayıdaki kaya mezarı üzerine kesme taşlardan yapılar inşa edilmiştir. Tamamı yıkılmış olan bu yapıların bazı duvar ve temel kalıntıları günümüze kadar gelebilmiştir.
SOĞMATAR HARABELERİ
Şuayb Şehri'nden kuzeye doğru devam eden şose yol 16 km. sonra tarihi Soğmatar kenti harabelerine ulaşmaktadır. Bu tarihi kent, merkez Yardımcı (Sumatar) nahiyesine bağlı Yağmurlu Köyü içerisinde yer almaktadır. Sumatar ile Soğmatar'ın birbirine karıştırılmaması gerekmektedir. Sumatar, Şanlıurfa ile Harran arasındaki bir nahiyenin adı, Soğmatar ise bu nahiyeye bağlı antik bir yerleşme yeridir.

POGNON (Ponyon) MAĞARASI
Yüzyılımızın başlarında Fransa'nın Bağdat Konsolosu H. Pognon'un keşfederek yazılarını okuduğu bu mağara, kalenin 250 m. kadar kuzeybatısındadır. Giriş ağzı doğuya bakan bu mağaranın güney, kuzey ve batı duvarlarında, tanrıları tasvir eden tam boy insan rölyefleri ve aralarında Süryânice yazılar bulunmaktadır. Bu kabartmalardan birinin başı üzerinde Ay Tanrısı Sin'i sembolize eden “Hilal” kabartması dikkat çekmektedir.

KARAHİSAR
Soğmatar'ın 13 km. kuzeyindeki bu tarihi yerleşmede, kale olarak kullanılan bir tepe ve bunun doğusundaki kayalık tepelere M.S. V. yüzyıla tarihlenebilen kaya mezarları ve sarnıçlar bulunmaktadır.

MEHEMEDEY HAN
Soğmatar'ın 30 km. kuzeyinde, Urfa-Mardin karayolunun 50. km.'sindeki Dağyanı Köyü'nde, Romalılara ait olduğu sanılan ve “Mehemedey Han” (Mehmed'in Hanı) adıyla anılan büyük bir “Hayrat” yer almaktadır.

SENEMIĞAR (Senem Mağara-Sanem Mağara)
Soğmatar'ın 11 km. kuzeyinde yer alan Büyük Senem Mığar Köyü'ndeki mevcut mimari kalıntılar ve kayadan oyma yapılar, burasının Hıristiyanlığın ilk yüzyıllarında önemli bir merkez olduğunu göstermektedir.

BETİK
Soğmatar'ın 7 km. kuzey doğusu, Senem Mağara'nın 4 km. güneydoğusundaki Betik (Güzel) Köyü'nde kesme taşlardan inşa edilmiş 8x4 m. boyutunda anıtsal bir yapı yer almaktadır. Tom Sinclair tarafından incelenmiş olan bu yapının “tahıl ambarı” olabileceği ileri sürülmüştür. Ancak, doğu-batı yönünde yatık dikdörtgen planlı ve girişi kuzeyden olan bu yapının ortada iki paye ile iki sahna ayrılmış olması, kıble yönündeki duvarın ortasında mihrabı andırır bir nişin bulunması (bu niş sonradan tahrip edilerek delinmiştir) hususları dikkate alındığında, bu yapının Harran Ulu Camii ile aynı dönemde (744-750 Emevi dönemi) inşa edilmiş küçük bir mescid olabileceği fikrini akla getirmektedir.

ÇATALAT (Çatlar)
Soğatar'ın 16 km. güneydoğusunda, Viranşehir'e bağlı Çatalat köyünde, V. yüzyıl Roma döneminden kalma yapı kalıntıları bulunmaktadır. Bu kalıntılardan birisi yaklaşık 2 m. eninde, 4 m. yüksekliğinde kemerli bir kapıdır. Diğer kalıntı ise, büyük bir yapının köşe duvarlarına aittir.

KASR-ÜL BENAT (Kızlar Sarayı)
Soğmatar'ın 17 km. kuzeydoğusunda, Betik'in 10 km. doğusundadır. Köy meydanındaki ağılların ihata duvarlarında bolca kullanılan blok taşlardan, burada büyük yapı kalıntılarının mevcut olduğu anlaşılmaktadır. 1911 yılında Urfa'yı ziyaret eden İngiliz Araştırmacı Bayan Gertrude Bell tarafından çekilen Kasr-ül Benat'taki bu yapıların fotoğrafları İngiltere/New Castle Upon Time Üniversitesi arşivlerinde muhafaza edilmektedir.
Soğmatar'daki Süryânice yazıtlı Kutsal Tepe'nin bir benzeri Kasr-ül Benat'ta bulunmaktadır. Köyün kuzeyindeki bu kayalık tepede 10'dan fazla Süryânice yazıtın bulunması, burayı “Yazıtlı Tepe” olarak adlandırmamıza sebep olmuştur.

ÇİMDİN KALE
Büyük bir kayalık tepe üzerine inşa edilmiş olan Çimdin Kale'nin yüksek kemerli anıtsal kapısı batıya bakmaktadır. Dar ve yüksek bir eyvan şeklindeki bu kapının kuzey yan duvarı aşağısında oldukça silik 3 satırlık Arapça kitabede “Allahu la ilahe illa hu......”, “el-Melik el Kuddusi...”, “La ilahe illallah Muhammeden resulallah” okunabilmektedir. Ayrıca anıtsal kapının çıkıntılı yan duvarının kuzeye bakan cephesi yukarılarındaki bir taş üzerinde “el Mali lillah (?)” yazılıdır.

EYYUP NEBİ KÖYÜ PEYGAMBER MEZARLARI (Türbeleri)
Urfa-Mardin karayolunun 85. km.'sinden kuzeye sapan asfalt yolun 16. km.'sindeki Eyyup Nebi Köyü'nde Eyyup Peygamber, Eyyup Peygamber'in hanımı Rahime Hatun ve Elyesa' Peygamber'in mezarları bulunmaktadır. Bu köyün 400 yıldan beri Eyyup Nebi Köyü adıyla anıldığı vakfiyesinden anlaşılmaktadır.
Eyyup Nebi Köyü'ndeki peygamber türbeleri yüzyıllardan beri kutsal günlerde ve bayramlarda, yöredeki binlerce kişi tarafından ziyaret edilmektedir.

EYYUP PEYGAMBER TÜRBESİ
Mevcut inanca göre, Yüce Allah, Şanlıurfa'da yaşayan ve çok zengin olan Eyyup Peygamber'i imtihan etmek için önce mallarını ve çocuklarını elinden aldı ve daha sonra kendisine ağır bir hastalık verdi. Tüm bunlara sabır ve şükür gösteren Hz. Eyyup, Cebaril (a.s.)'in getirdiği vahiy gereği ayağını yere vurdu ve yerden su fışkırdı. Bu su ile yıkanan Hz. Eyyup, vücudunu kaplayan yaralardan hemen kurduldu. Daha sonra içtiği bu kutsal su, içindeki bütün dertlerini de yok etti. Bunun üzerine Allah, Hz. Eyyup'a, hem çocuklarının hem de mallarının iki katını verdi. Bunun için Hz. Eyyup, sabır timsali bir peygamber olarak tanınmaktadır.

RAHİME HATUN TÜRBESİ
Eyyup Peygamber'in ağır hastalığı ve uğradığı musibetler sırasında O'na büyük bir şefkat ve sabırla bakan hanımı Rahime Hatun'un mezarı Eyyup Peygamber türbesinin yaklaşık 500 m. kuzeybatısındadır. Kare planlı, tek kubbeli bu mütevazi mezar anıtı köydeki diğer türbeler gibi, geçtiğimiz yıllarda Şanlıurfa Valiliği'nce restore edilmiştir.

ELYESA PEYGAMBER TÜRBESİ
Yine mevcut inanca göre, Eyyup Peygamberi ziyaret etmek isteyen Elyesa' Peygamber, uzun yıllar süren zorlu bir yolculuktan sonra O'nun bulunduğu köye ulaşır. Ancak kendisi bunu bilmemektedir. Karşısına insan kılığına girmiş Şeytan çıkar ve Hz. Eyyub'un daha çok uzaklarda olduğunu söyler. Yaşlı ve yorgun olan, artık yürüyecek mecali kalmayan Elyesa' Peygamber umutsuzluğa düşer ve Allah'a dua ederek ruhunu almasını diler. Bunun üzerine hemen orada vefat eder ve köy içerisine gömülür. Eyyup Peygamber türbesinin 500 m. güneybatısında yer alan ve oldukça harap bir durumda olan Elyesa' Peygamber türbesi, Şanlıurfa Valiliği'nce yeniden yaptırılmıştır.

0 Comments: