Isparta ve civarında eskiden yaşayan halkın çiftçilik ve hayvancılık yanında kısmen halıcılıkla meşgul olmaları nedeniyle evler genellikle iki katlı olarak inşa edilmiştir. Bu evlerin zemin katları halı atölyesi, kiler, ahır ve samanlık olarak kullanılırken, birinci katları ise yaşanan yerler olarak düzenlenmiştir. Evlerin avluya bakan odalarının önünde büyükçe iki teras bulunur. Zemin kattaki terasa tarım aletleri konulurken, birinci kattaki terasta aile fertleri yazın günlük hayatlarını sürdürürler. İki katlı köy tipi evlerde evin arka cephesi devamlı kuzeye gelecek şekilde inşa edilmiştir. Arka ve yan cepheleri taş duvar olarak inşa edilen evlerin diğer kısımları ahşap bağdadi olarak inşa edilmiştir. Sıva malzemesi olarak en çok samanla kıtıklı sıva harcı haline getirilen çamur kullanılmıştır. Evlerin çatı örtüleri genelde kiremit ve damdır.
Isparta evlerinin ana yapı malzemesi taştır, bodrum ve zemin katların bütünü taştan inşa edilmiştir. Üst duvarlar kerpiç dolgu “hımış” (iskiyet) veya bağdadi olarak inşa edilmiştir.
Yöresel özellikler gösteren evler daha çok sit alanı içinde yoğundur. Sit alanı dışında da eski evlere rastlamak mümkündür. Kepeci, Çelebiler, Gazi Kemal, Keçeci, Sermet, Kurtuluş, Doğancı, Dere, Emre, Karaağaç, Yayla mahallelerinde geleneksel özellikleri taşıyan Isparta evleri bulunmaktadır. Isparta evleri genel olarak Türk Evleri, Acem Evleri ve Rum Evleri şeklinde üç ana başlıkta ele alınabilir.
1.Tip Türk Evi (Ağa Evleri): Yaşantıya uygun olarak Ağa Evleri Tahtani ve Fevkani şeklinde iki kısımdan oluşur. Tahtani olanlar, Ağaya hizmet eden uşak, seyis v.b. kişilerin ikamet ettikleri avluya bakan tek sıra odalardan oluşur. Yaşantıya uygun olarak yiyecek malzemelerin konduğu dolaplar, davlumbaz gibi öğelerden oluşur. Avluya bakan pencereleri vardır. Fevkani olan kısma ise, evin içinden tahta bir merdivenle çıkılır. Buradan geniş bir sofaya geçilir. Merdivenin üzerinde bulunan kısım yükseltilmiş olduğundan buraya Yüksek Hanay denir. Böylece büyük sofa daha fazla hacim kazanmış olur. Merdiven üzerinde bulunan kısım ise kapalı olup, bu kısma çeşitli malzemeler konulur. Hanayda güneye bakan cephede abdestlik yer alır. Hanaya açılan odalara genellikle yan yana bulunan kapılardan girilir. Bu odalar fazlasıyla tezyin edilmiştirler. İnsanların hayatlarının büyük bir bölümünü bu odalarda geçirmesi sebebiyle tavandaki ahşap süslemelere, duvardaki nişlere ve dolaplara önem vermişlerdir.
2.Tip Türk Evleri (Hanaylı Evler): Orta sınıf evler olan hanaylı evler alt hanay, üst hanay olmak üzere iki kısımdan oluşur. Alt kısımda ahır ve eve açılan kapılar vardır. Üst hanayda ise 1. Tip evlerde olduğu gibi iç odalara açılan kapılar vardır. Bu odalar günlük yaşantının geçtiği yerlerdir. Yine güneye bakan kısımda abdestlik yeri vardır. Ortak özellik olarak odalarda gömme dolaplar, tuzun ve şekerin konulduğu tuzluk ve kahve-çay-şeker nişleri bulunmaktadır. Bu tip evlerde alt hanayın açıldığı geniş avluda aş ocağı mutlaka bulunur. Aş ocağının yanında bir ocak vardır. Dolayısıyla 2. Tip evlerde ev sahibi tabiatla daha fazla iç içedir. Her iki tip Türk evinde hanaya açılan odalarda atlanmaması gereken bir özellikte Musandıra (yani bir nevi meyve kurutma dolabı) bulunur. Duvarda boydan boya bir raf mevcuttur. Buna halk arasında Iraf denir. Ayrıca odaların tavanları süslemelerle kaplıdır.
Acem Evleri: 17. yy. sonunda 300 kadar Ermeni vatandaşın Isparta’ya Kafkasya’dan gelmesiyle kendilerine öz bir mimariyi de beraberlerinde getirmişlerdir. Fakat bu mimari yalın olarak uygulanmamış, yerleşik halkla beraber yaşamalarının sonucu olarak kompozit bir yapı şekli ile karşımıza çıkmıştır. Bu evlere Acem Evleri denilmektedir. Bu tür evler genellikle çay boyu Sümerbank ve Kestaneli sokak civarında yeralmaktadır. Yapılan araştırmalara göre bu tür evlerden 17 adet tespit edilmiştir. Bu yapılardaki mimari özellikler Türk evlerine oranla kapalı bir mimari özellik göstermektedir. Bu tür evlerin özellikleri Türk evi özelliğini ve yabancı mimariyi birlikte yansıtmasıdır. Bu özelliği ile diğerlerinden farklı bir gurup oluştururlar. Örneğin evlerin köşelerinde ve kapı girişlerinde bulunan süs mahiyetindeki bağdadi sütünceler cumba altlarındaki ahşap (stilize edilmiş) palmet motifleri, saçaklardaki aşırı süslemeler bu evlerin en belirgin özellikleridir. Bu evlerde zemin katlar genel olarak düzgün kesme taşlardan yapılmış ve pencerelerdeki basılı kemerlerde ise kilit taşı kullanılmıştır.
Rum Evleri (Ecnebi Evleri): Rumlar da yapmış oldukları evleri Ermenilerin etkisinde kalarak yapmışlar, yine kapalı mimariye uygun olarak yeni bir yapı türü ortaya çıkarmışlardır. Bu tür evler diğerlerinden tamamen farklıdır. Türk evi mimarisiyle hiç ilgisi olmayan süslemeler bu tip evlere bakıldığında hemen kendisini göstermektedir. Rum evlerinde Türk evlerindeki hanayların önü cam ile kapatılarak, bir nevi kapalı hanay durumuna getirilmiştir. Türk mimarisinde bulunmayan üçgen alınlık (tympanon) mevcuttur. Bu üçgen alınlıkların ortasında çoğu zaman yuvarlak süs mahiyetinde silme (sağır) pencereler bulunur veya kabartma, boyama şeklinde bir madalyon mevcuttur.
Ayrıca bu tür evlerin girişlerinde sütün veya sütünceler (süs) vardır. Aynı sütünceleri bazı evlerin pencerelerinde de görmek mümkündür. Yine bu evlerde Türk mimarisinin ortak özelliği olan cumbalar (cihannümalar) bulunabilir. Fakat bunlar Türk mimarisinden farklı olarak aşırı süslemelerle bezenmişlerdir.
1908’den sonra Isparta’daki mimaride büyük bir değişiklik olmuştur. Bu değişikliğin sebebi de şehrin büyük bir deprem geçirmesi ve sonucunda yukarıda bahsedilen kapalı mimariden etkilenerek sakız gibi ev denilen kapalı balkonlu yapıların ortaya çıkmasıdır.
10 Mayıs 2007 Perşembe
ISPARTA EVLERİ
Subscribe to:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 Comments:
Post a Comment