Gaziantep'in eski evlerinin inşasında çevredeki ocaklardan çıkarılan ‘Havara' taşı kullanılmış. Yumuşak ve kolay işlenilebilir olmasının yanı sıra, mekanları yazın sıcağında serin, kışın soğuğunda ise sıcak tutması yaygın olarak kullanılmasına sebep olmuş.
Zamanın kültürel yapısının ve dini anlayışın ‘mahre-miyete' verdiği önem, evlerin mimarisini de şekillendirmiş; evler 4-5 metre yükseklikteki duvarların arkasına, bir avlunun etrafına yapılmış. Evdeki günlük yaşam bu avlularda geçtiğinden, hayat denmiş onlara. Yüksek duvarlar sadece mahremi-yet sağlamamış, hemen ardındaki şehrin gürültüsünü kestiği için kuş tahalarını mesken tutan kuşların da cıvıltısıyla ev ahalisi şehrin yoğunluğundan koparılmış.
Evde geçen hayatı kolaylaştırmak ve güzelleştirmek için her türlü detay düşünülmüş; bazı odaların duvarları boydan boya dolaplarla (nacar) kaplanmış; sırıklı, işlemeli tavanlar ve halep sıvalı zeminler gözlere ziyafet çekmiş; avludaki küçük havuzdan (gane) gelen su şırıltısı ruhları dinlendirmiş; oda içindeki kuyular hayatı kolaylaştırmış, mutfağa yakın kiler ve depolarda (hazna) ev yapımı likörler, turşular, reçeller saklanmış.
0 Comments:
Post a Comment